Bağımlılık Psikolojisi

in YAZILAR
18. 09. 23
posted by: Administrator

 

 


Nevzat Tarhan yazdı; İnsan bilinciyle ilgili bilimsel çalışmalar arttıkça “arzu, iştah ve şehvet, haz, mutluluk” kavramlarının psikolojik ve biyolojik sınırları daha da karışmaya başladı. İnsanoğlunun istekleri sınırsız fakat gücü sınırlıydı. Bu isteklere ulaşmak için yeni yollar bulmalıydı.

Uyanık bilinç durumunda, algı, karar verme, öğrenme, düşünme, sorun çözme, makul yollar bulma süreçleri çalışır. Sarhoşluk, hipnoz, meditasyon gibi değişik bilinç durumlarda normal uyanık bilincimiz farklılaşır.

Son yıllarda ulaşılan teknolojik ve kültürel gelişmeler insan bilincine etki eden insanı esir olan bağımlı, ama çaresiz bırakan etkenleri daha fazla inceleme fıırsatı verir.

Bağımlılık tanımı içerisinde sadece alkol, uyuşturucu, sigara girmiyor artık. Aşk bağımlılığı, kumar bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı gibi insan bilincini esir alan pek çok durum kastediliyor.


FARKINDALIK

Yolda yürürken, bisiklet sürerken, kitap okurken yapmakta olduğumuz her hareketi bilinçli olarak düşünmeyiz. Belirli görevleri yaptığımızın bilinçli olarak farkında olmadığımız zaman daha iyi yerine getiririz. Her gün aynı ameliyatı yapan doktor, her gün aynı imzayı atan kişi, üzerinde hiç düşünmeden o işi çok güzel yapar.Yaptığı her hareketi ciddi bir şekilde düşünmeye başladığında yaptığı işin zorluğunu görür. Bu nedenle pek çok hekim kendi yakınını tedavi etmekten, ameliyat etmekten çekinir. Çok defa otomatik hâle gelmiş davranışlarımızın farkında değilizdir.

Beynimizin talamus bölümü çevreden gelen ses, görüntü, koku, şekline karşı otomatik süzme yapar. Çoğumuz farkında olmadığımız halde işimize yarayanlar beyine alınır. Eğer her türlü uyaran beynimizin bilincine alınsaydı iş yapamaz hale gelir. Tamamen uyanık ve tetikte olduğumuz zamanda bile, çevremizde olaan sadece küçük bir kısmının farkındayızdır.

Aynı şekilde beynimizin limbik sistem olarak bilinen kısmı psikolojik süzgeç görevini görür. Hayatımızı sürdürmek ve çevremizi anlamlandırmak için gerekli olan, dikkat edilerek en önemli bilgileri seçmeye ve benlik dışında herşeyi süzgecin dışında bırakırız ve bunu bilinç dışı yaparız. İşte bağımlılıkta beyindeki bu fitre bozuluyor. Hayatımızı sürdürmek ve çevremizi anlamlandırmak için gerekli olan bilgileri, yanlış olarak seçmeye başlıyoruz. Bu biyopsikolojik filtreyi doğru şekillendirmek için insanın yapması ve bilmesi gereken şeyler vardır.


KENDİNİ KAPTIRMAK:

İnsan çoğu zaman, zamanğn farkında olmadan geçtiği için huzurlu olduğu anlar yaşar. Severek yapılan işlerde, araba sürerken, bir müzik aleti çalarken, kitap okurken, resim yaparken, bahçede çalışırken.. beyin çok etkili bir şekilde çalıştır, bilinç durumu yaşar. Bu durum çaba gerektirmeyen dikkat olarak tanımlanır. Bu konuda yapılan araştırmalar, kendini kaptırma, derin yoğunlaşma ve hipnoz arasında benzerlik olduğunu ortaya koymuştur. Hayal kuran, dalıp giden kişilerin daha kolay hipnotize olduğu bilinmektedir. İnsanların hipnoz esnasında mutluluk, zengin hayal kurma, zaman algısında bozulma, derin anlamlılık duygusu ve bir konuya dikkati yoğunlaşabilme gibi bilinç halleri hissettikleri bildirilmektedir. (Pekala, Kumer 1986)

Kendini kaptırma şeklindeki çaba gerektirmeyen dikkat durumunda beyin kabuğunun daha az çalıştığı çaba gerektiren dikkatte ise beyin kabuğunun da yoğun çalıştığı (kortiol uyarılım) ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü araştırmacılarınca kanıtlandı. (Hamilton, Haier, Buchsbaum 1984).

İşte bağımlılık yapan maddeler ve olaylar yapay olarak, insan beyninin ilgili alanlarını etkileyerek farklı bilinç durumu oluşturmaktadırlar.


BİLİNCİ DEĞİŞTİREN DURUMLAR

Bilinci değiştiren doğal durum uyku ve hayal kurmadır.

Hayal kurma ve fanteziler:

Hayallerin zihnimizin rasgele seyahat ettiği alanlarının olduğu, bugün bilinmemektedir. Farklı kişiler değişik türden hayal kurarlar.

Kaygılı hayalciler:

Suçluluk ve endişeyle ilgili kendisini, rahatlatmayan fanteziler vardır. Hayatlarında hoş olmayan gerçeklerden kurtulmak için hayal kurarlar.

Mutlu hayalciler:

Problem çözmek, geleceği plânlamak için amaca yönelik hayaller kurarlar. Başarı yönelimli kişilerdir. Bu durum bir adım geri çekilerek olayları yeniden değerlendirmeyi sağlar.

Hayalci hayalciler:

Gerçek dünyanın ihtiyaçlarının karşılanmadığı, bireysel yaratıcılığı olmayan, bu dünyadan kaçmak için kurulan fantezi dünyalarında yaşarlar. Bunlarda hayal gerçeğin yerini almıştır.

Savunucu hayalcilik:

Hoş olamayan gerçeklerden kurtulmak ve içsel gerginliği azaltmak için fantezilerle yaşamaktır. Güç durumlara dayanma gücünü arttırır..

Yaratıcı hayalcilik:

Zihinsel ve üretken becerilerin olması için “zihinsel geviş getirme” olarak da tanımlanır. Günün sıkıcı anında, rutin iş sırasında, geceleri de rüyada yaşanır. Elde edilen yoğun bilgi daha fazla kullanılmış hale getirilir ve tekrar şekillendirilir. Bitmemiş bir işi tamamlamak, kimsenin göremediğini görmek, farklı düşünmek, üretken olmak, parlak fikirleri ortaya çıkarmak için kuluçka dönemidir. İlginç bağlantılar ve sırlar keşfeden kişiler bu tarz hayalciliği olan kişilerdir.


Rüyalar:

Son zamanlarda uyku araştırmaları rüyaların önemi üzerinde durmaktadır. Uyku ve onun bir parçası olan rüyalar farklı doğal bilinç durumlarıdır. Üretken olan bir etkinlik olduğu hayret verici karmaşıklığının biyolojik ve psikolojik değer olduğuna artık inanılmaktadır.

Bazen rüyalar öyle canlıdır ki gerçek olandan ayırt etmek çok zordur. Küçük çocuklar rüya ile gerçek yaşantıyı ayırt edemezler. Beyin rüyada duygusal bilgiyi de işlediği için semboller çok yaşanır. Freud rüyaları bilinç altı düşünce ve isteklerin ifade edildiği alan olarak görmüş hatta “Rüyalar davranışları yönlendiren güdülere ışık tutar. Gizli bilinç altı muhteva rüyalar yoluyla dışa vurulur” demiştir.

Diğer taraftan rüya evrensel bilgiye ulaşmada ilhamın ortaya çıktığı sezgilerin yaşandığı bir dünyadır.

Ayrıca gün boyu elde edilen bilginin yeniden işlenmesi, beynin tekrar yapılanmasıdır. Önemli bilgiler uzak hafızaya atılır. REM uykusunda beyin protein sentezlerken kişilik organik bir temele oturur.Yeni bir şey öğrenen insanlar ve hayvanlar o gece REM uykusuna daha fazla süre ayırırlar. Çok çalışıp yeterli uyumayan insanlar bilgileri unuturlar.

Kimyager, August Kekule “benzen halkası”nı bir rüyadan sonra bulmuştur. Uykusunda kuyruğunu kavramış bir yıanla ilgili rüya gördükten sonra benzen altıgen halkasını keşfetmiştir. Aynı şekilde molekülü rüyasında yüzük şeklinde yapılanmış olarak görerek o ilhamla uyanmıştır.



Yetersiz uyku

Bu çağın insanında yetersiz uyku salgın haldedir. ABD’de uykusuzluk trafik kazalarında alkolden sonra en fazla rol oynayan etkendir.

Günümüzün insanı elektriğin bulunması, gece hayatının gündüze göre daha neşeli geçmesi nedeniyle uykularını kaybetmektedir. Alkolün ve bazı uyuşturucu maddelerin uyku için kullanmaları uyku kalitesini daha da bozmaktadır. Uyku bozukluğu gösteren kişilerin psikolojik ve zihinsel keskinlik testlerinde anlamlı olarak düşük performans gösterdiklerini göstermiştir. (Corskaden ve Dement 1982)


BİLİNÇTE YAPAY DEDİKLERİ

Meditasyon ve sufizm

İnsanlar bilinç seviyelerinde değişiklik yapmak için meditasyon, hipnoz ve ilaçlar kullanmışlardır. Meditasyon esnasında insanlar derinden gevşer, bütün hayallerini ve sorunlarını bir kenara bırakır. Özel seçilmiş kelime (Mantra, Zikir) seslendirilir. Hipnozda özel telkin uygulanır. Madde kullanımında kimyasal madde ile bilinç değişimi sağlanır.

Modern dünya meditasyon ve hipnozun verdiği duygusal ve siprütüel yararları elde etmek için keyif verici maddeleri yoğun þekilde kullanmaya başladı. Fakat bu maddeler fiziki bağımlılık yaptığı için zihinsel dinginlik ve iyi olma hissi, genel gevşeme devamlı olmuyordu.

Zen meditasyonunda dikkat solunuma odaklanır. Sufistik meditasyonda sema dansına veya duaya odaklanıılır. Hipnozda dikkat hipnotisde odaklanır. İlaç kullanımında ise dikkat kendi haline bırakılır.

Uygulamadaki farklılıklara rağmen Zen meditasyonda olsun sufistik meditasyonda olsun sempatik sinir sistemi işlevi yavaşlar. Nabız, solunum hızı yavaşlar. Gevşemiş uyanıklık durumunu gösteren alfa beyin dalgaları belirgin şekilde artar ve stresle ilgili kimyasal ürün olan laktat kan düzeyi azalır. ( Morris 2002 ) Metabolizmada bu düşüş fizyolojik bir yarar sağlar.

Benson, Wallace(1972) ve Stone, Releo(1976) gibi birçok araştırmacı meditasyon uygulayanlanlar arasında Marihuara(esrar) kullanımının 21 ay sonra %78’den %22 gerilediğini LSD kullananlar arasında 22 aylık meditasyon sonrasında %97’sinin LSD’yi kullanmayi bıraktıkları bulunmuştur. Meditasyonda kan basıncının azaldığı gösterilmiştir.( Morris 2002 )

Zen meditasyon ve sofistik meditasyon esnasında insanlar neşeli, güçlü duygular, zamansızlık hissi, farkındalıkta artış, zihinsel dinçlik, iyi olma hissi ve genel gevşeme hissederler.

 

Bağımlılık Psikolojisi
Nevzat Tarhan

Karanlıkta Rus Ruleti ve Gölgeler

 

Gölgelerle karanlıkta rus ruleti oynadınız mı hiç?

Rus ruletini bilirsiniz. Bir silaha tek bir mermi konulur ve bu oyuna(!) kaç kişi katılıyorsa ard arda kurşunu bulana kadar silahı şakaklarına dayayıp, tetiği çeker dururlar. En sonunda bir kaybeden ve diğer kazananlar ortaya [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...
Bir Kaşık Suda

Solumaya çalıştığımız hayatlarımız ile kıyaslandığında, geçmişlerimiz, koskocaman bir deryanın yanında karşılaştırılan bir kaşık su gibi kalır. Yaşamımızı sürerken, kimi zamanlar o ufukları asla seçilemeyen deryanın bizleri nelerin beklediğini bilemediğimiz açıklarına [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Dünyanın En Eski Bayramı: Nevruz

 

Dünyanın en eski bayramı Nevruz, Türk dünyasında Göktürkler’in Ergenekon’dan çıkışı ve 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın başlangıcı olarak 5 bin yıldan bu yana kutlanıyor. Kimi topluluklar, bu günü Tanrı’nın dünyayı yarattığı gün, kimileri Nuh Peygamber’in [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Dharma, Karma ve Hinduizm

 

Hindular insanlığın en eski metinleri olan kadim "VEDA"ların kutsallığına inanır. Tanrı'nın baki sözleri olan Veda ayetleri yüce peygamberlerimiz "RİŞİ"ler tarafından Tanrısal alemde görülerek ve duyularak bizlere bildirilmiş ilahi zikirlerdir. Rişi'ler evrenlerde istedikleri [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
İkizruhlar - Eşruhlar

Solomae Sananda yazdı;

Ruhun son enkarnasyonunda kişi, ikiz ruhu ile karşılaşır. Bu kişinin kendi içindeki kutupluluğu bütünlemesi, ortadan kaldırması için bir fırsattır. Bütünlüğe dönüşe bir fırsat sağlamak üzere iki ruhsal enerji mıknatıs gibi birbirine çekilecektir. [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Saldırganlık Doğuştan mı?

 

 

Trakya Üniversitesi (TÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Arıcak, erkeklerin kadınlara oranla daha saldırgan olduğunu söyledi.
“Araştırmalara göre, erkeklerde kadınlara oranla saldırganlık duygusu daha ön planda” diyen [ ... ]

HABERLERDevamını oku...
Paralel Evrenler

 

Çetin Bal yazdı;

Sonsuzluğun büyük paradoksu: Paralel evrenler

Görülebilir evrenin ötesinde, bu evrene paralel başka evrenler de var mıdır?

Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlar. Bilim adamları ise yakın zamanlara değin böyle bir şeyin olanaksız olduğunu [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Sembolizm: Numeroloji

 

Mutlu Payaslıoğlu yazdı;

Sayı : 0

Sıfır yokluğun, hiçliğin sembolüdür. Ama aynı zamanda potansiyel varoluşun başlangıcıdır. Sıfır yutan sayıdır, etkisiz sayıdır ama aynı zamanda çok büyük bir gücü de kendinde barındırır. Dünya kültürlerinde 9 sayısı ile birlikte [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Ezginin Günlüğü

 

 

 

Biz yılları saymayı unutmuşuz, ya da saymak istememişiz besbelli  ama Ezginin Günlüğü utanmadan saymış, bakmış, meğerse kalbimize yerleşeli 25 yıl olmuş. Çıkmaya da niyetleri yok anlaşılan, bu çeyrek asırı yüzümüze vurur gibi, bu çeyrek asırlık  muhabbeti [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...
Diğer yazılar...